Çeliğin Tarihçesi
İnsanlığın üretim ihtiyacı hissettiği ilk dönemlerden bu yana kadar uzanan bir yolculukla başlar. Edinilen bilgilere göre demirin üretimi Anadolu’da ve tahminen Kafkaslar’ın kuzeyinde başlamıştır. Çeliğin tarihçesi de bu yolcuğun son dönemlerinde daha sağlam ve güçlü malzemeler üretilmesi gereken zamanlarda ortaya çıkmıştır.
Toplanan bilgilere göre kullanılan ilk demir materyali yeryüzüne düşen meteorlardan elde edilmiştir. Metalin teknik ve ekonomik öneminden dolayı demir ve çelik özellikleri ile ilgili elde edilen her tecrübe sır olarak tutulmaya çalışıldı. Böylece üretim teknikleri belirli bölgelerde gizli kaldı ve uzun süreler sonrasında başka yerlere yayıldı.
Demir ve çelik özellikleri insanoğlu tarafından avcılık, mızrak uçları, bıçak ve süs eşyaları şeklinde kullanım buldu. Milattan sonra 10. yüzyılda su değirmeninin de kullanılmaya başlaması demir üretiminde bir devrim oluşturdu. Suyun yarattığı güç, cevher yataklarına yakın olmanın önemini artırdı. Böylelikle demiri eritmek için kullanılan ocaklar hep suyun yakınlarına yani vadilere taşındı. Su değirmenleri ile çalışan körüklerin hava basıncı üretebilmesinden dolayı çok daha büyük fırınların elde edilmesine olanak sağladı. Elde edilen fırınların ağırlıkları 100 kilograma ulaşan dövülebilir ve hurda demirden, yeterli ısı kullanılmasıyla birlikte milattan sonra 12. yüzyılda demir cevherinin eritilmesine yardımcı olacak sıcaklıklara ulaşılmış oldu. Bu olay yüksek fırınların kullanılmaya başlamasına vesile oldu. Ortaya çıkan oldukça akışkan olan ürün başlarda istenmemesinden dolayı pig (domuz) olarak adlandırılmıştır. Pik olarak bildiğimiz demir adını buradan almaktadır. Pik demirin yüksek fırınlarda ticari olarak üretimi 14.yüzyıl zamanlarına dayanmaktadır.